SALAT VE SELAM OLSUN
“Şüphe yok ki Allah ve melekleri,Peygambere salat ederler.ey İman edenler siz de Ona salat edin ve gönülden teslim olun.”(Ahzab:56) Seven sevdiğini tarifte acze düşünce”nasıl vasfeylesem sevdiğim seni”demiş. Şimdi ben O şah-ı Resul için,O kalplerin mahbûbu,akılların muallimi,ruhların sultanı Hz.Muhammed(sav)için aynı şeyleri söylüyorum.Çünkü ben kendimi onu anlamakta ve anlatmakta beşerin en acizi olarak görüyorum. Haddizatında ondan bahsetmeye bile layık değilim ama onu anlatacakların makamında bulunuyorum.Rabbimin ve O’nun affına sığınıyorum. O’nu anlatmakta acze düşen peygamber aşığı,peygamber şairi Hasan Bin Sabit gibi diyorum”Sözlerimle Hz.Muhammed (sav) övmedim , Ondan bahsetmekle ,Onu övmekle kıymetsiz sözlerimi değerlendirmş oldum. Fransız edibi Lamartin,Peygamberimizi överken bir cümle sarfetmiş.”İNSANDAN BÜYÜK ALLAH’TAN KÜÇÜK” demiş.Ciltlerce kitabı bir cümleye sığdırmış.En kısa ifade ile en uzunu anlatmış,tarif edilmezi bir bakıma tarif etmiş. Ya Rasullallah Sen yoktun. Hz.İsa Ahmet diye müjdeledi seni.Alemlerin efendisi diye sana seslendi.Artık ben sizinle fazla söyleşmem dedi havarilerine. Çünkü,Bu alemin reisi geliyor.bekleyin ahmet geliyor.Kainat’a rahmet geliyor. Melekler süslüyordu hıra’yı.Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,efendisine hazırlanıyordu mekke,Alem efendisine hazırlanıyordu. Kainatın gözü Hz.Amine’deydi.Toprak yalvarıyordu Rabbine:-Allah’ım gönder diyordu.gel diye ağlıyordu mazlumlar. Ve bir gelişin vardı Ya Rasulallah.Herşey sus pus olmuştu. Hadi diyordu yıldızlar.hadi diyordu ay.Kainat bir ses duymak istiyordu.Ve bir ses yükseldi Hz.Amine’nin evinden:-MUHAMMED
Çünkü ; O Alemlerin rabbi olan Yüce Allah’ın habibi idi. O Allah’ın,ahlakının yere aksetmiş şekli idi. O Allah’ın cisimlenmiş rızası idi. Bütün eşyanın hatta bütün peygamberlerin var oluş sebebi idi. O Allah’ın en büyük kulu,en büyük peygamberi idi.Vucuden en ahirdi,ama manen en evveldi. Allah kendisine layık ibadeti onda gördü.Esmasını onda seyretti.En tatlı niyazı ondan işitti.Onun için hem en yakını hem de alemlere rahmet olarak onu seçti. Demek onu böylesine ihtişamlı ve şanlı kılan;ihtişamlı zikri,derin marifeti,kainat çapında şükrü,coşkun aşkı,her an artan muhabbetiydi. Abdullah b.Sıhhır (ra) diyor ki:Bir gün Rasulullah’ın yanına vardım,namaz kılıyordu (namazda haşyeti o denli yüksekti ki )göğsünden kaynayan tencerenin sesine benzer bir ses çıkıyordu. Aişe validemiz diyor ki:Resullullah daima ibadet ederdi.Sizin hanginiz onun Peygamberliliğinin gereği olan ibadetleri yapmaya güç getirebilir.Bazen o kadar namaz kılardı ki ayakları şişerdi;bununla beraber gene de -Ey azameti kadar şükre layık olan Seni hakkıyla anamadık -Ey nimetleri kadar şükre layık olan Sana hakkıyla şükrü takdim edemedik. -Ey tapılmaya layık olan yegane mabud,Sana hakkıyla ibadet edemedik. -Ey tanınmaya layık olan yegane marûf,Seni hakkıyla tanıyamadık..demiştir.O’nun bu haline muttaki olanlar; -Ya Resulallah Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamış.Nedir bu telaş,nedir bu zahmet,nedir bu meşakkat? Dedikleinde Efendimiz:”Şükreden bir kul olmayayım mı? Cevabını vermiştir. Minnettarız Ya Resulallah,çünkü var oluş sebebimiz sensin,cennete kavuşmamıza sen vesile olacaksın. Senin nurunla bir matemhane olan kainat zikirhaneye döndü.Birbirine ecnebi ve düşman varlıklar dost ve kardeş şekline girdi.Cansız,ölü ve susklun görünen mevcudat birer mûnis memur,birer mûti hizmetkar vaziyetini aldı.Ağlayıcı ve şekva edici kimsesiz yetimler,birer zikreden zakir veya vazife paydosundan ötürü şükreden şakir suretine girdi.Yüzümüz güldü,gönlümüz şâd oldu.Salât sana,Selam sana Ya Resulallah. Her şey kurban sana Ya Resulallah.
|
1330 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |