Sayın;
Uluslararası Sözleşmelerle düzenlenen savaş hukukuna neredeyse devletlerin tamamına yakını taraf olsa da savaş coğrafyalarında gitgide daha da vahşileşen, akıl mantık sınırlarını zorlayan insanlık suçları işlenmeye
devam ediyor. Geçen yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı, bugün herkesin büyük bir üzüntüyle ve ibretle andığı savaşlar. Bu savaşlarda dünyanın dört bir yanından her renkte milyonlarca insan hayatını kaybetti.
Oysaki kıyılan canların her biri, en az kendi biricik canımız kadar kıymetli, her birinin hayalleri en az bizlerin hayalleri kadar renkli ve zengindi. Sevdikleri de hepimizin sevdikleri kadar değerliydi…
Bu savaşlarda sayısız savaş suçu işlendi. Bir daha asla bu acılar yaşanmasın diye nerdeyse yeryüzündeki her evden, her sokaktan, her camiden, her kiliseden, her havradan dualar göğe yükseldi; ama ne savaşlar bitti ne de çekilen acılar...
Yeryüzünün gördüğü bir başka acımasız savaş da Mart 2011’de SURİYE’de başladı. Suriye savaşı sırasında, canlı yayınlar eşliğinde çok sayıda savaş suçunun ve insanlığa karşı suçun işlenişine şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz: Kullanılması yasak kimyasal ve biyolojik silahlar, varil bombaları ile katledilen, çırpınarak can veren çocukları yine canlı yayınlarda izledik. İşkence, tecavüz, infazlar, toplu katliamlar, toplu mezarlar, milyonlarca insanın sınır dışı edilişi ve daha nice zulüm… Bugüne kadar Suriye rejimi tarafından, sadece resmi hapishane ve karakollarda 13.500’ün üzerinde kadın hapsedildi ve 7000’in üzerinde kadın hâlâ bu hapishanelerde her gün işkence görüyor, tecavüze uğruyor, türlü insanlık dışı eziyete maruz kalıyor. Suriye rejimi kadınlara tecavüzü bir silah olarak kullandı, kullanmaya devam ediyor.
Bizler hukukun etkisinin ve adaletin tecellisinin İNSANLIK VİCDANININ harekete geçmesiyle mümkün olabileceğine inanıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki, BARIŞ tüm insanlar için en HAYIRLI olandır. Ama savaş kadar kolay olmuyor barışı inşa etmek. Yine de savaşın da bir hukuku olsun, vahşileşmenin önüne geçilsin istiyoruz.
ÇÜNKÜ İNSANIZ ve insana yakışanı yapmak istiyoruz.
Bizler, dünyanın dört bir yanından farklı din, dil, renk, ırk, cinsiyet fark etmeksizin bir araya gelmiş insanlar ve sivil toplum kuruluşlarıyız. Amacımız Suriye savaşı sırasında tutulan ve hapsedilen kadın ve çocukların serbest bırakılması için insanlık vicdanını temsil eden sivil bir inisiyatif olarak basın toplantıları, medya kampanyaları, diplomatik temaslar vb sivil ve barışçıl çabalar ortaya koymaktır.
İnsanlık vicdanının saygıdeğer bir kurumu olarak sizden;
- Hiçbir savaş yada çatışma ortamında sivillere ve özellikle kadın ve çocuklara dokunulmaması için bir
çaba ortaya koymanızı istiyoruz,
- Ekte bulunan VİCDAN HAREKETİ MANİFESTOSUNA kurumsal desteğinizi talep ediyor ve isminizi destekleyenler
listesinde yayınlamak istiyoruz.
- 20 Şubat 2019 tarihinde İstanbul’da gerçekleşecek olan 100 ülkeden saygıdeğer temsilcilerin katılacağı
uluslararası basın toplantısına bir temsilci ile katılımınızı istirham ediyoruz.
Acı ve karanlık içerisindeki soğuk Suriye zindanlarına umut ışığı olmak, kadın ve çocukların özgürlüklerinin
yoluna bir tuğla koymak için, kendi ülkenizde ve imkanlarınız çerçevesinde desteğiniz ve çabanızdan
memnuniyet duyacağız.
Herkesin özgür ve onurlu yaşadığı adil bir dünya dileğiyle
Saygılarımızla